İYİ Parti’nin, kapatılan hastanelere ilişkin Meclis araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülme önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, şunları söyledi:
“HİZMET ALAN VE HİZMET VERENLERİN MAĞDUR OLDUĞU ŞEHİR HASTANELERİ AÇILMIŞTIR”
*Asistan yetiştirme uzman kazandırma yolunda önemli görevler üstlenen başkent Ankara’daki hastanelerimizin birçoğu kapatılmıştır. Bunlara bağlı 12 semt polikliniği de kapatılmak durumunda kalmıştır.
*Bu hastanelerin kapatılmasıyla vatandaşlarımız mağdur olduğu gibi civarında bulunan eczane, lokanta, çiçekçi, taksici ve diğer esnaf mağdur edilmiştir. Kapatılan hastanelerin yerine ulaşımı zor hizmet alan ve hizmet verenlerin mağdur olduğu şehir hastaneleri açılmıştır.
*Ankara Atatürk Hastanesi, Ankara Fizik Tedavi Hastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi yine hepimizin bildiği üzere hasta sayısı garantilerini karşılamak için açılan Etlik Şehir Hastanesi’yle birlikte Doktor Sami Ulus Çocuk Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi kapatıldı. Şimdi de Doktor Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi kapatılma kararı verildi. Vatandaşın tepkisinden dolayı şimdilik durduruldu.
“SAYIŞTAY RAPORLARIYLA DA TESCİL EDİLMİŞTİR”
*Kanser hastaları yıllardır bu hastanede nitelikli sağlık hizmeti almaktaydı. Şifa dağıtan, kolay ulaşılan hekimlerimiz, sağlıkçılarımız bu hastanelerdedir. Böyle bir hastane kapatılır mı? Halka özellikle kanser hastalarına kötülük neden yapılmaktadır?
*Yine Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi kapatılmayı bekliyor. Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi alanında ülkemizin nadir hastanelerinden biri hatta ilkidir. Bu hastanenin kapatılmasından dolayı özel göz hastaneleri çoğalmıştır.
*Ekonomik sıkıntı malum. Vatandaş özel hastanelere nasıl gitsin? Ulucanlar Göz Hastanesi ve Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi’nin depreme dayanıksız olduğu ileri sürülmektedir ama bu konuda kamuoyuna açıklanmış herhangi bir rapor yoktur.
*Var ise bu raporun açıklanmasını isteriz. Ayrıca kapanan hastanelere ilişkin Meclis’e verdiğim önergede de belirttiğim üzere şehir hastaneleri anahtar teslim hizmet sözleşmesi varken; bu kapatılan hastanelerin bir kısım malzemeleri bu şehir hastanelerine nakledilmiştir. Bu bir kamu zararıdır. Oluşan kamu zararı Sayıştay raporlarıyla da tescil edilmiştir.
“SİYASİ KARARLAR ALARAK SAĞLIK SİSTEMİNİN İÇİ BOŞALTILDI”
*Köylerde, beldelerde sağlık ocakları, sağlık evleri, okullar kapatıldı, taşıma sistemi başlatıldı. Burada bulunan jandarma karakolları, postane irtibat büroları bu gerekçelerle köyler boşaltıldı, beldeler boşaltıldı, sağlık ocakları kapatıldı.
*Yine hastanelerimizin kapatılmasıyla ilgili sağlıkta yıllardır uygulanan başarılı sonuçlar veren bütün sistem bozuldu. Bununla ilgili cumhuriyetin sağlık alanındaki önemli birikim ve saygın kurumları da kapatıldı. Hıfzısıhha 1960’lı yıllardar referans laboratuvardı maalesef kapatıldı.
*Siyasi kararlar alarak sağlık sisteminin içi boşaltıldı. Tecrübeli, başarılı ve mesleki yeterliliği olan binlerce liyakatli idari personel ve sağlıkçı vatansever ekin gibi biçildi. Araştırma, uzman kadrolarından alındı özlük haklarında da mağduriyetler oldu.
*’Her gün kurt kafası kopartmaktan bıktım’ diyen genel müdürler ödüllendirildi. Bu siyasi düşmanca tavır hem sağlık sistemini bozdu hem de vatandaşlarımızı mağdur etti. Kışı yaşadık ancak ayazı unutmadık. Bir gün bu hukuksuzluğun hesabını soracağız.
*AK Parti hükümeti vatandaşın yaşadığı mağduriyeti görmeli, duymalı, kapattığı hastaneleri yeniden açmalıdır. Vatandaşlarımızın engellere takılmadan sürdürülebilir bir sağlık hizmeti alması öncelikli hakkıdır.
“YILDA KAÇ MİLYAR TL ÖDENMEKTEDİR?”
Saadet Partisi Konya Milletvekili Hasan Ekici, şunları kaydetti:
*Bundan yaklaşık 3 yıl önce Sayın Cumhurbaşkanı Konya Şehir Hastanesi’nin açılışını yapmıştı. Bizde Gelecek Partisi Konya İl Başkanlığı olarak şehir hastanelerinin özellikle finansman boyutuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’na, Sağlık Bakanı’na 15 tane soru sormuştuk. Aradan 3 yıl geçti hala bu soruların cevabını kamuoyu merak ediyor.
*Sayın Cumhurbaşkanı şehir hastanelerinin yapımıyla ilgili, ‘devletin cebinden bir kuruş çıkmadan bu hastaneler yapılıyor’ demişti. Müteahhit şirkete özelde Konya Şehir Hastanesi için genelde tüm şehir hastaneleri için yılda kaç milyar TL ödenmektedir?
*Devlet müteahhide kira ücretini 25 yıl boyunca ödeyecek mi? Bu durumda şehir hastanesinde 25 yıl boyunca devlet kiracı, müteahhit mülk sahibi mi oluyor? Müteahhide ödenecek kira ücretinin her yıl döviz kuruna bağlı olarak artacağı doğru mudur?
*Bu durumda 25 yıl boyunca sürecek kur riskini devletimiz yani milletimiz mi üstlendi? Müteahhide ödenecek üç yıllık kira bedeliyle devletin kendi bütçesinden mülkiyeti devlete ait olacak şekilde kaç yataklı bir şehir hastanesi yapılabilirdi?
*Kira dışında müteahhite 25 yıl boyunca binaların bakım ve onarımı için de ayrıca bir ödeme yapıldığı doğru mudur? Müteahhide devlet bütçesinden kira dışında aylık olarak hangi hastane hizmetleri için ne kadar hizmet bedeli ödenmektedir? Müteahhide bu hizmetler için 25 yıl boyunca ödeme yapılmaya devam mı edecek?
*Verilen hizmetler 25 yıllığına özelleştirildi mi? Müteahhitle yapılan sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar için Türk mahkemeleri yetkili mi yoksa Londra merkezli tahkim mi yetkili?
*Tahkim yetkiliyse bir tarafta devletin bir tarafta Türk şirketinin olduğu ve konusu kamu hizmeti olan bir sözleşme için neden Türk mahkemelerine güvenilmedi de uluslararası tahkim ön görüldü?
*Müteahhide hangi hastane hizmetlerinde yüzde kaç oranında hasta doluluk garantisi verildi? Yeterli hasta gelmediği aylarda gelmeyen hastalar için hizmet alınmadığı halde bütçeden ödeme yapılacak mı, yapılıyor mu? Müteahhide hasta doluluk garantisi verildiği için eğitim araştırma hastanesi gibi devlet hastanelerinin yatak kapasitesinin azaltıldığı doğru mudur?
*Şehir hastanesiyle mevcut yatak kapasitesinin artmadığı sadece mevcut yatak kapasitesinin yenilendiği ve şehir hastanesinde toplandığı doğru mudur? Şehir hastanesinin sözleşmeleri müşteri sırrı olduğu gerekçesiyle kamuoyunda gizlendiği ve Sayıştay gibi devletin denetimle görevli kurumlarıyla paylaşılmadığı doğru mu? Bu durum şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine uygun mu?
“YANDAŞA RANT MI?”
Yeşil Sol Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise şunları söyledi:
*Şehir hastaneleri halka hizmet mi, yandaşa rant mı? Bedelsiz olarak Hazine arazilerinin tahsis edildiği müteahhitler var. Bunlar şehir hastaneleri yapıyor. Uluslararası kuruluşlardan devlet garantörlüğünde kredi alıyorlar.
*Yapımında bir sürü şaibe var. Bu şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na dolar üzerinden 25 yıllığına kiralanıyor. Müteahhit müthiş bir şekilde para kazanıyor. Artı Sağlık Bakanlığı binanın bakım ve onarım işlerinin de parasını veriyor. Müteahhidin keyfi yerinde.
*Kocaeli Şehir Hastanesi 2 yılda yapılacaktı 8 yılda ancak bitti. 490 milyon euroya yapılacaktı neredeyse 8 kat fazla bir maliyetle yapıldı. Kamuya maliyetinden 8 kat fazlaya mal oluyor. Şu anda Gaziantep Şehir Hastanesi bitmek bilmiyor.
*Yine Kocaeli’nde şehir hastanesi yapıldı tramvay yok, seçim önce Tayyip Erdoğan geldi açılışını yaptı. 8 aydır tramvayı yok. Bir taksi durağı bile yok. Yağmur yağdı ortalık göle döndü. Gider borusu patladı, tavan çöktü. Kocaeli’nde birçok hastanenin küçülmesine ve kapanmasına yol açtı.
“SİYASİ ÇIKAR ODAKLI BAKAN BİR ANLAYIŞA SAHİPSİNİZ”
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer ise şunları kaydetti:
*Maalesef sağlık sistemi doktorların yurt dışına gitmesinden, bulunamayan ilaçlara her gün bir sağlık emekçisinin şiddete uğramasından, alınamayan randevulardan birçok alanda alarm veriyor.
*21 yıllık AKP iktidarlarınız döneminde her sorunu olduğu gibi bu sorunu da görmezden gelerek, yok sayarak ya da sadece makyajlarak çözmeye çalıştınız. ‘Beyaz kod’ yerine ‘gri kod.’ Karteladan renk seçerek adeta sağlıkta şiddeti önleyeceğini zanneden bir anlayışla karşı karşıyayız.
*Her alanda olduğu gibi sağlık sistemine de rant ve siyasi çıkar odaklı bakan bir anlayışa sahipsiniz. Bunun en somut örneğini de şehir hastanelerinde görüyoruz. İnşaat yaparak, dört duvar örerek bu sorunu çözebileceğinizi sanıyorsunuz.
*Aslında sorunun böyle çözülmeyeceğini sizde iyi biliyorsunuz ama birilerine rant sağlamak ve onlara para kazandırmak lazım.
*O da yetmiyor inşaattan kazandıkları parayla gözleri doymuyor, bu sefer diyorsunuz ki, ‘hasta garantisi vermemiz lazım.’ Vatandaş en yakınındaki en köklü en iyi eğitim almış hastanelere gidecek, oraları kapatmak lazım ki şehir hastanelerine hasta garantisi verebilelim.
*Bunun sonucu olarak ya hastaneleri kapattınız ya da kapatılmaya yüz tuttunuz. Türkiye’nin dört bir yanından hatta dünyanın farklı ülkelerinden Numune Hastanesi gibi Yüksek İhtisas gibi Sami Ulus Çocuk Hastanesi gibi dünyanın tanıdığı, en nitelikli sağlık emekçisini eğiten, en kaliteli hizmet veren ve en köklü hastaneleri birer birer kapatmaya başladınız.
*Sadece kapatmakla da yetinmediniz, bu hastaneler kapatılmasın diye mücadele eden sağlık emekçilerini de bir bir cezalandırdınız.
DEPREMZEDELERİN SORUNLARINA DA RET
Yeşil Sol Parti’nin depremzedelerin sorunlarının araştırılması için verdiği önergenin gündemin önüne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi.
Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, AKP’li milletvekillerinin salonda olmamasına tepki göstererek, “6 Şubat depremlerinin temel sorumlusu AKP sıraları yine bomboş. AKP’nin 10 milletvekili sadece bu önerge ile ilgili konuşmaları izliyor. Konuşmaları izlemeden, dinlemeden oy verecekler. Özellikle AKP milletvekillerine diyoruz ki, saraya değil Allah’a kulluk etmeye davet ediyoruz. Sarayın değil halkın vekili olmaya davet ediyoruz” diye konuştu. (ANKA)